Erol Bilecik


İşlem Durum Simge - Process Status Icon
Popup Close
Erol Bilecik
Erol Bilecik Biyografi

TÜSİAD

Konuşmalarım


WEO 2017 Türkiye Tanıtımı Konferansı, 15.12.2017





Sayın Komisyon Başkanım,

Kamunun Değerli Temsilcileri, İş Dünyası ve Enerji Sektörünün Saygıdeğer Temsilcileri, Saygıdeğer Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Sizi, şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Dünya ve ülkemiz için önemli bir konuyu gündeme getiren bu değerli etkinlikte sizinle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.

Değerli Konuklar,

Bugün, gündemimiz “enerji”. Son yıllarda, gündelik hayatta da en sık duyduğumuz kavramlardan biri. Ancak, iş dünyası için enerji, "Bu işten iyi bir enerji alıyorum.”, "İyi enerjilere odaklanıyorum.", “Evrene enerji yolladım.” gibi cümlelerdeki kullanımlarından oldukça farklı J

 

Biz bugün “enerji”yi, bir dünya meselesi olarak ele alacağız. Büyük savaşların sebebi bile bu değil mi? Son 50 yılda düştüğümüz enerji dar boğazı karşısında enerji kaynaklarının önemi gün geçtikçe artıyor. Türkiye gibi hedefleri büyük olan ve gelişim hedeflerinde de büyümenin önemli etkisi olan bir ülkede, enerji, diğerlerinden biraz daha fazla önem taşıyor.

Değerli Konuklar,

İnsanın yaşamsal ihtiyaçlarından biri olan enerji, geçen bin yıllar içinde etki alanını giderek genişletti. Günümüzde enerji, hem insanın en temel gereksinimlerinin, hem de ülkelerin stratejik gündemlerinin en öncelikli konularının başında yer alıyor.  İnsanın gelişmişlik göstergelerine bakarken, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini ele alırken, küresel rekabet gücünü değerlendirirken enerji konusuna birçok perspektiften odaklanmak durumundayız. Nedir bunların başlıcaları?

  • Enerji kaynaklarının
  • Çeşitliliği, maliyeti,
  • Sürdürülebilirliği,
  • Çevresel etkileri
  • Ve bireylerin enerjiye erişimi.

Bakın bu çok önemli, çünkü maalesef hala dünyanın birçok bölgesinde enerji hizmetlerine erişimi kısıtlı olan toplumlar var. Öte yandan, iyi bir haber de var. Çağdaş dünya, artık enerjinin sürdürülebilirliğine ve verimsiz kullanılan enerji kaynaklarının gezegenimizde neden olduğu negatif etkilerin ortadan kaldırılmasına odaklanmış durumda. Bu, bugün geldiğimiz noktada, artık gönüllülük temelli bir yaklaşımdan öte, bir zorunluluktur.

Çünkü artık oldukça zorlu bir sarmalın içindeyiz. İnsanın çağdaşlaşma yolculuğu, enerjiye talebi giderek arttırıyor. Artan talebin nasıl karşılandığı ise bir diğer mücadele alanı.

Değerli Konuklar,  

Önemli büyüklükte ve oldukça genç, dinamik bir nüfusa sahibiz. Kalkınmanın sürdürülebilirliği için gereken yatırım ihtiyacı büyük. Enerji yatırımları da bu kapsamda çok stratejik önemde. Küresel bir problem olan iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek bölgeler arasındayız. İyi haber; bununla birlikte, enerji yoğunluğu rakamlarımız önemli bir iyileşme potansiyeline işaret ediyor.

Doğal zenginliklerimiz göz kamaştırıcı. Güzel ülkemizi çevreleyen coğrafya, petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynakları açısından oldukça zengin. Ancak maalesef, ülkemiz bu kaynaklara sahip değil. Şu anda ülkemiz, enerjide yaklaşık %75 oranında dışa bağımlı. Bizim, bu dışa  bağımlılığı azaltmak için elimizde çok iyi bir fırsat var: Rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından çok zengin bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyelden maksimum derecede faydalanmalıyız.

Yenilenebilir enerji kaynaklarımız, sadece enerji arz güvenliği için değil; karbon emisyonlarımızın azaltılması için de çok önemli. Tüm bu gerçekler, doğal ve mali kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmamızı; sürdürülebilir büyüme odaklı politikaların rehberliğiyle hareket etmemizi, aynı zamanda yeni nesilleri de bu dönüşümün önemli bir bileşeni yapmamızı gerektiriyor.

Değerli Katılımcılar,

Enerji arz güvenliği, kalkınmamızın en önemli parametreleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin hem sosyal gelişme, hem ekonomik büyüme hedefleri bunu gerektiriyor. 2015 yılı Dünya Enerji Görünümü Raporu’nun tanıtımında da belirtmiştik.  Arz güvenliğine ilişkin tehditleri ve bölgesel riskleri enerji sektörünün yapısal dönüşümü için itici bir güç olarak görüyoruz. Enerji teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin fırsata dönüştürülmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde kişi başına enerji talebi OECD ve AB ortalamalarının oldukça altında. Bununla birlikte; enerji talebindeki artış potansiyeli ise gayet yüksek. Bu demek oluyor ki; enerji arz-talep dengesini uzun vadeli ve güçlü bir şekilde oluşturmamız gerekiyor. Bunun  için de kesinlikle şeffaf, öngörülebilir ve daha rekabetçi bir piyasa tesis etmeliyiz. Bu noktada, sektörün ve yatırım ortamının sürdürülebilirliği açısından  kritik olduğunu düşündüğümüz 2 husus var:

  • Kaynak çeşitliliğini optimum seviyede sağlayacak piyasanın gelişimi ve,
  • Sağlıklı fiyat mekanizmalarının oluşumu.

Değerli Konuklar,

Enerji verimliliğinde hızla yol almayı önemli bir hedef olarak görmemiz gerekiyor.

Öte yandan, enerji şebekelerinin iyileştirilmesi çok zaruri. Bu iyileştirme, hem kaynak çeşitliliğini, hem uzun vadeli projeksiyonları dikkate alan bir planlama dahilinde olmalıdır. Şüphesiz, bu konuda, sürekli yatırımların da önemi büyük. Kesintisiz ve kaliteli enerjinin sağlanması ise içinde bulunduğumuz çağın dinamosu. Altyapıya yönelik planlamaların en önemli bileşenlerinden biri de, kuşkusuz, şebekelerin esnekliğinin ve verimliliğinin ivedilikle arttırılmasıdır. Akıllı şebekelerin en yaygın şekilde tesis edilmesi, içinde bulunduğumuz çağın da bir gerekliliği.

Değerli Konuklar,

Çok kısa bir süre önce, TÜSİAD olarak, İklim Değişikliğine Yönelik Tutum Belgemizi ortaya koyduk. Belgede de yer verdiğimiz konuların başında verimlilik unsuru geliyor. Verimliliği, kaynakların hızla tükendiği dünyamızda artık bir tercih olarak görmek mümkün değil. Verimlilik ve tasarruf, sürdürülebilir gelişme ve kalkınmanın merkezinde yer alıyor.

Enerji verimliliği, sadece iklim perspektifinden değil, aynı zamanda enerji güvenliği ve rekabetçiliği bakımından da çok önemli bir konu. Bunun için, tüm değerlendirmelerimizde kaynak verimliliğine ve döngüsel ekonomiye önemle vurgu yapıyoruz.

Bakın, bu konuda Çin’in gittiği yolu iyi analiz etmeliyiz. Birazdan Sayın Birol’un sunacağı rapor, Çin’de verimlilik regülasyonlarının etkisinin ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor. Enerjinin en verimli şekilde üretimi ve kullanılması salt çevresel boyutları ile değil, sanayimizin rekabetçiliğine ve kamu maliyesine yapacağı olumlu katkılar itibariyle de değerlendirmelerin odağında olmalıdır.

Yine aynı Tutum Belgemizde, düşük karbonlu enerji arz portföyü perspektifimizi de ortaya koyduk. Kamu ve özel sektör olarak, çok yüksek bir potansiyele sahip olduğumuz, rüzgar, güneş, jeotermal ve diğer tüm yenilenebilir enerji kaynaklarımızı maksimum derecede devreye sokacak bir ekosistemi kararlılıkla tesis etmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bu noktada, yatırımı teşvik edecek düzenleyici çerçeveyi ve uygulamayı en etkin şekilde mümkün kılacak şebeke altyapısını kritik önemde görüyoruz. Bunu destekleyecek şekilde enerji depolama teknolojilerine de mutlaka odaklanmamız gerektiğini düşünüyoruz. Öte yandan, yenilenebilir enerji teknolojileri çok hızlı bir gelişme gösteriyor.

Değerli Konuklar,

Halihazırda, enerji sektöründe önemli gelişmeler de kaydediliyor. Bu anlayışla, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızca;

  • Enerji sektöründe rekabetçiliği verimliliği,
  • Teknolojilerde yerlileşmeyi ve,
  • Arz güvenliğinin sürdürülebilirliğini güçlendirme şeklinde ortaya konan yaklaşımı çok kıymetli buluyoruz.

Bakanlığımızın, enerji kaynaklarını ve doğal kaynakları verimli ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirerek ülke refahına en yüksek katkıyı sağlama vizyonunu destekliyoruz.

Değerli Konuklar,

Bugün artık dünyadaki stratejik ülke ve bölgeler arasındaki tüm uzun vadeli hesaplaşmaların temelinde, enerjinin yattığını görüyoruz. Türkiye artık, daha çok üretimi, daha az enerji tüketerek yapmak zorunda. Bu nedenle elimizdeki enerji kaynaklarının çok doğru ve dikkatli kullanılması konusunda hepimize çok büyük sorumluluk düşüyor.

Enerji, ülkemizdeki genç nüfus ve kaynaklar dikkate alındığında, yatırım açısından en uygun ve geleceği en parlak sahalardan biridir. Sürdürülebilir bir enerji kültürü ve bu konuda farkındalığın oluşması konusunda iş dünyası olarak üzerimize düşeni yapacağız. Bunun öyle “evrene pozitif enerji yollamak”la olmayacağı kesin J

TÜSİAD’ın sektöre yönelik değerlendirmelerinde önemle dikkate aldığımız Dünya Enerjinin Görünümü Raporları’nın ülkemizde sunumunu gerçekleştiren IICEC’e davetleri için, Sayın Birol’a ise bu etkinlikte bizimle oldukları için teşekkürlerimi sunuyorum.

 Bu değerli organizasyonun, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma süreçlerine katkı sağlaması temennisiyle hepinizi bir kez daha TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Enerjiniz bol olsun!






Longplay Dijital Ajans Hizmetleri