Sayın Müsteşarım, İş Dünyası ve Enerji Sektörünün Değerli Temsilcileri, Değerli Basın Mensupları,
“Sürdürülebilir Enerji”” ile ilgili rapor çalışmamızın tanıtım etkinliğine hoş geldiniz. TÜSİAD olarak bu çalışmayla amacımız, Türkiye’de sürdürülebilir bir enerji sektörü ekosistemi yaratılması ve böylelikle Türkiye ekonomisine katkının artırılmasıdır. Nisan ayının bu güzel Cumartesi sabahında bizimle birlikte olan siz değerli konuklarımızı şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Değerli Konuklar,
TÜSİAD olarak, daima ülkemizin kalkınma hedeflerine katkı sağlayacak alanlara odaklandık. Ekonomik ve sosyal gelişmenin en stratejik bileşenleri arasında yer alan enerji sektörü de, bu nedenle hep gündemimizde öncelikli konular arasında yer aldı.
Bu anlayışla, 1998’den bu yana her 10 yılda bir, sektöre dair raporlarla arz güvenliğinin güçlendirilmesine ve şeffaf ve öngörülebilir bir piyasanın tesis edilmesine yönelik önerilerimizi kamuoyuyla paylaştık. TÜSİAD’ın 47. kuruluş yıldönümünü kutladığımız bu günlerde de Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine odaklanan bir raporu daha sizlere sunuyoruz.
Enerji, her ülke için kritik önemde. Bu önem, sadece temel gereksinimlere cevap verebilme kaygısından da kaynaklanmıyor. Artık enerji konusu, ülkelerin stratejik gündemlerinin en öncelikli konularının başında geliyor. Günümüzün elektrifikasyon, kentleşme, Sanayi 4.0 gibi mega trendleri, enerjiye olan talebi artırırken; iklim değişikliği, azalan doğal kaynaklar gibi tehditler de sektörün dinamiklerini kökten değiştiriyor.
Geldiğimiz noktada, “kişi başına düşen enerji tüketimi, enerji veriminin bir göstergesi olan enerji yoğunluğu, enerji arzının karbon yoğunluğu” gibi temel göstergeler, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farkı ortaya koyuyor. Neticede, enerji değer zincirinin her halkasının gelişimi ayrı bir önem kazanıyor.
“Güçlü” olmak için eskiden fosil kaynaklara sahip olmak gerekiyordu. Bugün ise “güçlü” olmak;
- Enerjinin ne kadar verimli üretildiğine,
- Yenilenebilir enerji potansiyelinin hangi oranda arz portföyünün bileşeni yapılabildiğine,
- Enerji verimliliğinin üretim ve kullanım dahil, değer zincirinin tüm aşamalarında ne kadar artırıldığına,
- Ve enerji teknolojileriyle yetkin insan kaynağının ne ölçüde geliştirildiğine bağlı.
Ülkemiz enerji gündeminde de kuşkusuz tüm bu gelişmeleri dikkate almak durumundayız. TÜSİAD olarak biz arz güvenliğine ilişkin konuları ve bölgesel riskleri, enerji sektörümüzün bu yönlerde yapısal dönüşümü için itici bir güç olarak görüyoruz.
Değerli Konuklar,
Bildiğiniz üzere, geçen hafta 2017 yılı büyüme rakamları açıklandı. %7,4 ile Türkiye ekonomisi son 4 yıldaki en yüksek büyüme oranını yakaladı. Bu başarı, ortak bir başarıdır ve elbette ülkemiz adına memnuniyet vericidir. Kalkınma vizyonumuzu gerçekleştirmek için bu büyümenin sürdürülebilir olması gerekiyor. Bunun reçetesi ise, üretim hacmini genişletmek ve verimli ve rekabetçi bir perspektifi güçlendirmektir.
Yeni küresel düzenin belirleyicisi, sanayinin dijital dönüşümüdür. TÜSİAD olarak biz de, Türkiye’nin yeni hikayesinin “Sanayinin Dijital Dönüşümü” üzerinden yazılacağına inanıyoruz. Bu dönüşüm, enerji arz güvenliğinin sağlandığı bir ekosisteme ihtiyaç duyuyor. Ülkemizde enerji, kamu maliyesinde ve iş dünyasının yatırım planlamasında önemli bir parametredir. Bugün artık, daha fazla katma değeri, daha az enerji tüketerek üretmek zorundayız. Ekonomide büyümenin sürdürülebilirliği, enerji sektörünün sürdürülebilir büyümesine ihtiyaç duyuyor.
Çeşitli vesilelerle dile getirdiğimiz önceliklerimizi bugün de vurgulamak istiyorum:
- Enerjide dışa bağımlılığımızın azaltılması, arz güvenliğimizin ise artırılması için yenilenebilir enerji potansiyelimizi azami kullanmalıyız.
- İklim değişikliğiyle mücadele için; yerli kaynaklarımızı çevresel tedbirleri alarak değerlendirmeli, ve enerji verimliliğini değer zincirinin tamamında teşvik etmeliyiz.
- Güçlü bir arz-talep dengesi için şeffaf, öngörülebilir ve rekabetçi bir piyasa tesis etmeliyiz.
- Mevcut yatırımların finansal sürdürülebilirliği ve enerji talebini destekleyecek yeni yatırımların gelişimi için gerekli tedbirleri almalıyız.
- Yatırımı cazip kılacak düzenleyici çerçeveyi geliştirmeliyiz.
- Şebeke altyapısının iyileştirilmesini hızlandırmalıyız.
- İnsan kaynağının yetkinliği, dijitalleşme fırsatları, dağıtık enerji, akıllı şebekeler ve depolama teknolojileri konularına odaklanmalıyız.
Sayın Müsteşarım,
Bakanlığımızın sektörün rekabetçiliğine, verimliliğine, teknolojilerde yerlileşmeye ve arz güvenliğinin sürdürülebilirliğini güçlendirmeye yönelik yoğun gayretlerini çok kıymetli buluyoruz.
Geçen hafta, bizzat Sn. Bakanımız tarafından açıklanan, şahsen detaylı dinleme fırsatını bulduğum Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nın çok önemli bir açılım olduğunu düşünüyoruz.
TÜSİAD olarak biz de, birazdan sizlerle paylaşacağımız çalışmamız ile;
- Sektörün arz güvenliğini güçlendirmeyi,
- Ve sektörün daha verimli, rekabetçi ve sürdürülebilir bir yapıya ulaştırılması için somut gelişim alanlarını tespit edip, bu alanda uygulanabilir öneriler geliştirmeyi hedefledik
Rapor kapsamında hazırlanan “Sürdürülebilir Büyüme Senaryosu”, müthiş bir rakamı da ortaya koyuyor. Eğer sektör, teknoloji odaklı, daha verimli ve rekabetçi bir yapıda gelişirse, 2030 yılı itibarıyla, elektrik ve doğal gaz sektörlerinin ekonomimize sağlayabileceği katma değer, %34 gibi yüksek bir oranda artabilir. Bu, şüphesiz muazzam bir oran.
Bu değerli çalışmanın, Milli Enerji ve Maden Politikası ile çok önemli kesişim noktaları olduğuna inanıyoruz. Yenilikçi, katılımcı ve bütüncül bir bakış açısıyla hazırlanan bu çalışmamızın, sektöre yönelik değerlendirmelere önemli bir girdi teşkil etmesini temenni ediyoruz.
Sevgili Konuklar,
Hepimizin çok iyi bildiği bir sözümüz vardır : “Geç olsun, güç olmasın!”. Biz diyoruz ki, Güçlü Türkiye’nin hedeflerine ulaşması “geç de olmasın, güç de olmasın!” Çünkü inanıyoruz ki, enerji sektöründe doğru hamlelerle, Türkiye’nin küresel rekabette hak ettiği yeri alması için geç değil. Aynı zamanda bu hedef, güç de değil!
Sözlerime son verirken;
- Raporun hazırlanmasına destek sağlayan enerji ve finans sektörü kurumlarımıza,
- Çalışmanın çerçevesinin çizilmesinden, raporun tamamlanmasına kadar tüm süreçte kıymetli görüşlerini ve katkılarını esirgemeyen TÜSİAD Enerji Çalışma Grubuna ve Yönlendirme Komitesi’nin değerli üyelerine,
- Alt Çalışma Gruplarının değerli üyelerine ve paydaş kurumlarımızın değerli temsilcilerine,
- Ve içerik ortağımız olan Boston Consulting Group’a,
ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Şüphesiz, enerji sektöründe hayal ettiğimiz dönüşümün gerçekleştirilmesinde kamu-özel sektör işbirliği en önemli ihtiyacımız. Bu bağlamda, Sayın Bakanımıza, Sayın Müsteşarımıza ve Bakanlığımızın değerli temsilcilerine çalışmamıza gösterdikleri ilgiden dolayı müteşekkiriz.
Bu değerli çalışmamızın, ülkemizin sürdürülebilir kalkınma süreçlerine ve enerji sektörüne önemli katkılar sağlayacağı inancıyla, sözü projenin liderliğini üstlenen TÜSİAD Enerji Çalışma Grubu Başkanımız Sevgili Kıvanç Zaimler’e bırakırken, hepinizi bir kez daha TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.