Erol Bilecik


İşlem Durum Simge - Process Status Icon
Popup Close
Erol Bilecik
Erol Bilecik Biyografi

TÜSİAD

Konuşmalarım


Nesnelerin İnterneti Zirvesi, “Türkiye’de Dijital Dönüşüm” Konuşması, 07.11.18





Değerli Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Sizi, şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün bu değerli etkinlikte sizinle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.

Dijital dönüşüm, hem ülkemizde hem de tüm dünyada son zamanların en çok konuşulan konusu. “Bir yerde en çok ne konuşuluyorsa, orada o yoktur” derler. Bunu doğrularcasına, Türkiye’de dijital dönüşüm çok konuşulmasına rağmen, bu konuda henüz yolun çok başında olduğumuzu söyleyebiliriz. Görünen o ki Türkiye’de dijital dönüşüm gerekli seviyede gerçekleşene kadar, konu gündemde bu sıklıkta yer almaya devam edecek.

Değerli Konuklar,

“Dünyanın şu anda nasıl olduğu değil, gelecekte nasıl olacağı hesaba katılmadan doğru karar alınamaz”. Teknoloji yarına hazır, ya biz?

"Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün bilgeyim, kendimi değiştiriyorum" demiş Mevlana. Bu söz aklımızın bir köşesinde dursun ve biz değişimi konuşmaya başlayalım.

Bugün ülkelerin ve şirketlerin dünya çapında rekabet edebilmeleri için inovatif olmaları ve dünyadaki değişimi yakalamaları gerekiyor. “Dünün çözümleri, bugünün problemleridir”. Bugünün değişimini anlamadan, yarının güçlü dünyasına adım atmanın imkânı yoktur.

Değişim, artık sadece bizim bireysel ya da kurumsal gündemimizde bulunmuyor, hayatın tam ortasında yer alıyor. Çünkü değişim hayatın parçası değil, hayatın ta kendisidir aslında. İş dünyası olarak en önemli hedefimiz, yeni dönemde radarımıza girmesi gereken trendlerin neler olduğunu anlamak, kendimizi ve kurumumuzu bu dönüşüme hazırlamaktır.

Görevimiz ise, ezber bozmak ve yeniliğin elçisi olmaktır. Çünkü geleceğe hazır olmak için, zaman artık eski köye yeni adet getirme zamanıdır.

Değerli Konuklar,

“Taç kimdeyse güç ondadır” derler. Bugünün tacı, teknolojidir. Bu nedenle, geleceğin güçlü ülkeleri arasında yer almak için, dünyada teknoloji alanında ciddi bir rekabet var. Avrupa’da küresel rekabet için dijitalleşmeye kritik bir rol biçildiğini biliyoruz. Dijitalleşmenin, 2030 yılı itibariyle Avrupa’nın GDP’sine 2.000 milyar Euro’yu aşan katkı yapması bekleniyor.

Böyle bir çağda, Türkiye olarak değişimin dışında kalmak gibi bir seçeneğimiz elbette yok. Bizim de diğer ülkeler gibi, önümüzdeki döneme yönelik kalkınma modelimizin merkezine dijital dönüşümü almamız gerekiyor. Teknoloji ve inovasyonun sağlayacağı avantajlarla rakiplerimizle aynı kulvarda ve hızla koşmalıyız. Çünkü hepimiz biliyoruz ki daha hızlı koşan, kazanır.

Değerli Konuklar,

Gelecek çok hızlı geliyor. Değişimin ayak seslerini erken duyanlar, ayakta kalır. Ayakta kalmak için önce, dijital dönüşüme ne kadar hazır olduğumuz konusunda bardağın hem dolu, hem boş tarafını objektif şekilde değerlendirmemiz gerekir.

Henüz kurumların dijital olgunluk düzeyi, dijitale yapılan yatırımlar, dijital kanallardan elde edilen ciro, dijital süreçten sorumlu üst düzey yönetici atanması gibi bileşenler bakımından, ülke olarak önümüzde kat edilecek önemli bir mesafe var.

Dijital teknolojiler ve ekonomik büyüme arasında güçlü, pozitif bir ilişki olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Sürdürülebilir ekonomik büyümeyi, dijital dönüşüm olmadan başarmamız imkansız. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de üretim süreçlerinde dijital teknoloji kullanımı, verimliliği artırıyor. Ancak teknoloji kullanımımız henüz yeterli seviyede değil.

Bizi bugüne taşıyan şeyler, geleceğe taşımaya yetmeyebilir. Dijital dönüşümü hedefleyen bütüncül ve yenilikçi politikaların etkili şekilde uygulandığı, gerekli yatırımların yapıldığı ve dijital teknoloji sektörlerine doğru yapısal dönüşümün gerçekleştirildiği bir Türkiye için hazırlığımızı yapmalıyız.

Değerli Konuklar,

Bir zamanlar bilimkurgu filmlerinin konusu olan Nesnelerin İnterneti, otomobillerde, evlerde, elektrikli cihazlarda ve daha pek çok alanda hayatımıza girdi bile. Fikrin ilk olarak basit bir ihtiyaçtan ortaya çıktığı söylenebilir.

IoT için yapılmış ilk çalışmalara; 1990’lı yılların başında Cambridge Üniversitesi akademisyenleri tarafından geliştirilen düzenek örnek verilir. Bu düzenek, kahve almak için uzun bir mesafe kat etmek zorunda olan akademisyenlerin, içi boş makine ile karşılaşmamaları için kurulan, kameralı bir düzenekti!

Bugün ise otomatik sulama sensörlerinden bina yapı sensörlerine ve akıllı trafik sistemlerine kadar pek çok alanda çok gelişmiş uygulamaları görüyoruz. Değişimin hızı inanılmaz! Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre 2020 yılında 20.4 milyar IoT cihazının çalışır durumda olması bekleniyor. Nesnelerin İnterneti’nin 2025 yılı itibariyle yaratacağı ekonomik değerin yılda 4 ila 11 trilyon dolar arasında bir miktara ulaşacağı tahmin ediliyor. Nesnelerin İnterneti sayesinde, 20 yıllık bir döngü içinde %250’nin üzerinde yatırım getirisi (ROI) yaratılabileceği öngörülüyor.

Nesnelerin İnterneti, hayatımıza sayısız kolaylık ve avantaj getiriyor. Diğer taraftan dijital süreçlerin içindeki zayıf noktalar, bilgi güvenliği risklerini de beraberinde getiriyor ve siber tehditlerin her zamankinden daha tehlikeli olmasına yol açıyor. Bu nedenle, avantajlardan faydalanırken dezavantajları en aza indirmek için uçtan uca güvenlik süreçlerinin varlığı, gerekli altyapı ve teknik çözümlerin güncellenmesi, her daim gündemimizde olması gereken konulardır.

Değerli Dostlar,

“Herhangi bir hedefin en önemli tarafı; hedefin kendisi değil, bu hedefe ulaşmak için dönüşmeniz gereken insandır.” Bugün, işlerin dönüştüğü hızda ve yönde, iş gücümüzün, yani insanımızın becerilerini de dönüştürmemiz gerekiyor. Bilimi esas alarak; analitik, yaratıcı ve disiplinler arası düşünebilen bireylere ihtiyacımız var.

Tek tip düşünceden, kısa ve dar perspektiften inovasyon çıkmaz, bunu beklemek hayalcilik olur. Biz hedefimizi, ancak nitelikli eğitim yönünde aksiyon alarak gerçekleştirebiliriz. Ülkemiz, genç nüfusu ile muazzam bir potansiyel barındırıyor. Nitelikli eğitim ve işgücü politikaları ile bu potansiyelimizi ülkemizin gelişmesi yönünde değerlendirebiliriz. Bilimi, teknolojiyi, sanatı harmanlayan bir yaklaşımı eğitimin tüm kademelerinde benimsemeliyiz.

Elbette, yeni nesillerin yanı sıra mevcut işgücünün eğitimi de bu dönüşüme uyum sağlamak için bir o kadar önemli. Mezuniyetten emekliliğe kadar bilgi, beceri ve yetkinliklerimizi tazelemeye, güncellemeye ve çeşitlendirmeye ihtiyacımız var. İnanıyorum ki, hayat boyu öğrenme anlayışıyla çağın gereksinimlerini yakalayabilir, karşımıza çıkan toplumsal ve teknolojik değişimlere uyum sağlama kapasitemizi arttırabiliriz.

Değerli Konuklar,

Her değişim, güç dengelerini de değiştirir. Her değişim sonucunda bazı ülkeler ellerindeki gücü kaybederken, bazıları daha güçlü olurlar. Değişim, ülke ekonomilerinin yaşam manevralarından birisidir. Türkiye teknolojide güçlendikçe, ekonomide de güçlenecektir. Ancak şunu ifade etmek isterim ki ekonomide teknoloji değil, strateji ana roldedir. Bu nedenle bir miktar ekonomi stratejilerimizi değerlendirmek isterim.

Bugün, ekonomimiz önemli sıkıntılar içerisinde. Her sektörde nakit sıkışıklığı hissediliyor. Bankacılık sektörü, dış kaynağa eskisi kadar rahat ve ucuz erişemiyor. Tahsilatlar zorlaştı, vadeler giderek uzuyor. Çok sayıda olan konkordatolar, alacaklı şirketleri zor durumda bırakıyor.

Ekonomide sağlıklı olan, her zaman dengeyi gözeten stratejilerdir. Bizim hiçbir zaman ekonomik büyüme mi, finansal istikrar mı önemli gibi bir ikilemimiz olmadı. Çünkü finansal istikrar olmadan, sürdürülebilir büyüme zaten mümkün değildir.

Türkiye ekonomisi şüphesiz tüm bu zorlukların üstesinden gelecek güce fazlasıyla sahiptir. Ancak; bu zorlu dönemi hızla geride bırakmak için gerekli tedbir ve politikaların uygulanması da çok önemlidir. TÜSİAD olarak biz şu stratejik adımların atılması gerektiğine inanıyoruz:

  • Mevcut sıkı para politikası ve enflasyon ile mücadelenin devamı,
  • Sorunlara özellikle serbest piyasa ekonomisi çerçevesinde yaklaşılması,
  • Ve Avrupa Birliği ile entegrasyon sürecinde Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile ilerlenmesi.

Şunun da altını çizmek isterim ki güçlü bir ekonominin olmazsa olmazı, güçlü bir demokrasidir. Ekonomik reformlarla eşzamanlı olarak demokratik açılımlar, ifade ve basın özgürlüğünün sağlanması ve özgürlük alanlarının genişletilmesi bu nedenle çok önemlidir. Unutmayalım ki ekonomimiz güçlendikçe demokrasimiz, demokrasimiz güçlendikçe ekonomimiz güçlenir.

Değerli Konuklar,

Nesnelerin İnterneti, çoktan hayatımızın bir parçası oldu bile! Dünyada ve ülkemizde birbiriyle konuşan nesnelerin sayısı artarken, ‘maalesef’ toplumumuzda birbiriyle konuşan insanların sayısı azalıyor.

Dünyayı değiştirmek üzerine Mevlana’nın sözüyle başlamıştık. Dünyayı değiştirmenin tek yolu vardır. O da “açık, şeffaf, uzlaşmacı, dürüst, adil ve demokratik bir toplum” olmaktır. Toplumsal uzlaşmayı ve barışı sağlayarak, güçlü bir gelecek için hep birlikte çalışmalıyız. Güneşin bize ulaşmasını istiyorsak, gölgeden çıkmalıyız. Birlik beraberlik içinde, teknolojinin ve insanımızın tüm potansiyelinden faydalanırsak, gölgeden çıkarız. İşte o zaman aydınlık, güçlü ve mutlu yarınlar hayal değil!

Bu değerli etkinliğin Türkiye’nin dijitalleşme süreçlerine katkı sağlaması temennisiyle hepinizi tekrar TÜSİAD Yönetim Kurulu adına saygıyla selamlıyorum.

Sevgiyle kalın






Longplay Dijital Ajans Hizmetleri