Sevgili Lenovo Ailesi, Değerli Dostlarım,
Sizi, şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Hayatım boyunca insan ilişkilerine her zaman çok önem verdim. Kimi para biriktirir, kimi ise dost... Benim için öncelik her zaman dostlukla birlikte vefa olmuştur. Bu nedenle, bugün burada siz sevgili dostlarımla bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Değerli Dostlar,
İnsan neden yaşar? Tahmin ediyorum her insan hayatı boyunca en az 1 kez bu soruyu sorar kendine. Kuşkusuz buna verilecek cevaplar çoktur. Ailesi için, işi için, hayalleri için, para için, başarı için…vb şeklinde sayılabilir. Kısaca herkesin nedeni başkadır. Benim yanıtım, “dünyaya iz bırakmak için”dir.
Bana göre yaşamın anlam kazanabilmesi için hayatta yapılacak en iyi şey, geleceğe iz bırakmaktır.
İş ortaklarımızla birlikte yıllar önce, önce IBM sonrasında da Lenovo ailesiyle yollarımız kesişti ve çok uzun seneler boyunca iyi günde, kötü günde birlikte yürüdük. İşlerimizi, sektörümüzü büyütürken, teknoloji ekosistemine ve ülke ekonomisine katkılar yaptık. Aslında dün olduğu gibi bugün de geleceğe beraber iz bırakıyoruz. Hem de bıraktığımız şey, ardımızdan gelenlere örnek olacak, yol gösterecek ve geleceğe dair ışık tutacak bir iz.
Bu salondaki her bir dostumu, bugüne kadar yaptıkları büyük işler ve bıraktıkları izler için tebrik ediyorum. Lenovo’yu Lenovo yapanlar, işte bu ömürlük dostlarımdır. İyi ki varsınız!
Değerli Dostlar,
Yeni bir yılın ilk çeyreğinden, çok kısa da olsa geriye dönüp bakalım. Manşetlere baktığınızda, tüm dünyada 2017’nin özetini şöyle yapabilirsiniz: Değişen siyasi ve ekonomik dengeler, savaşlar, nükleer bomba tehditleri, mülteci krizleri, iklimsel felaketler… Ama bardağın dolu tarafını görenlerdenseniz, benim gibi “Bu dünyada iyi şeyler de oluyor” dersiniz.
2017’de hemen her ülkede insanlar, bunca badireye rağmen “Dünyanın hali böyle” deyip geçmedi. Tüm bu küresel gelişmeler yaşanırken dünya, bilim ve teknolojinin her alanında müthiş atılımların yaşandığı yeni bir döneme girdi. En kökten, en hızlı değişimler ise şüphesiz bizim sektörümüzde, teknolojide oldu.
Son yıllarda adeta bir Rönesans dönemi yaşamaya başladık. Yeni bir dünyaya doğru uzun bir yolculuk başladı. “Binlerce kilometrelik bir yolculuk bile tek bir adımla başlar.” dedikleri cinsten. 4.Sanayi Devrimi seyahatinin ilk adımı da dijital teknolojileri değer zincirinin tamamına entegre etmektir.
Yolu anlamlı kılan, kiminle beraber yürüdüğünüzdür. Türkiye, ilerleme yolunda teknoloji sektörünün önde gelenleriyle yani sizlerle beraber yürüyecek. Dolayısıyla, bu salona her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulacak .. Türkiye sizin öneminizin farkında. Siz de değerinizin farkında olun…
Çünkü;
Rekabet her zamankinden daha çetin, verimlilik baskısı her gün bir önceki günden daha fazla. Müşteri beklentileri hem farklılaşıyor, hem de çeşitleniyor. Siz bunları çok daha iyi biliyorsunuz, çünkü her gün sahada bunlarla mücadele ediyorsunuz. Evet, dijital dönüşümün etkilerinin ardı arkası kesilmiyor..ve bu dönüşümle birlikte düne kadar avucumuzun içi gibi bildiğimiz iş süreçleri baştan ayağa, ayaktan başa değişiyor.
Özetle, iş hayatının altı üstüne geliyor. Böyle sarsıcı, kökten değişim dönemlerinde bana her zaman güç vermiş bir söz vardır. Bugün sizinle de paylaşmak isterim: "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir, diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
Sevgili Dostlar,
Evet, dünya değişiyor ve gelişen teknoloji her alanda rekabetin boyutunu değiştiriyor. Bir yandan ise geleceği şekillendirmek bu sektörün doğasında var. Teknoloji geliştiği, insanların ihtiyaçlarını karşıladığı ve işlerini kolaylaştırdığı sürece oyunu yöneten lider, sizler olacaksınız!
Sürekli yenilenen ve güncellenen bu sektörde yerimizi kuvvetlendirmek için, tıpkı sektör gibi bizler de kendimizi sürekli geliştirip, yeniliklere açık olacağız. Bilgi, beceri, yetenek, çok çalışmak gibi meziyetler başarı için her zaman olduğu gibi yine gerekli, ama artık bunlar tek başına yeterli değil.
Geleceği yazmak ve iz bırakmak için ayrıca; uzağı görme ve geleceği okuma, cesaret ve kararlılık, büyük düşünme yeteneği ve bunları yaşama geçirme becerisi de gerekiyor. Bu saydıklarımın hepsi, unutmayın Mustafa Kemal Atatürk’ün karakteristik değerleri ve bize genetik mirasıdır. Dolayısıyla altını çize çize söylemek istiyorum, değişimde öncülük üstlenme ve fark yaratma becerisi bizim DNA’mızda var.
Değerli Dostlar,
Dünyadaki gelişmeleri yakından incelediğimizde görüyoruz ki aslında bir şey çok net: Türkiye’nin yeni hikâyesi teknoloji endüstrisinden çıkacak. Türkiye’nin başarması için hepimizin başarması gerekir. Yani, iş yine bu salona düşüyor.
Bilirsiniz başarı, inanç işidir. Birliktelik işidir. Aynı zamanda hayal kurma işidir. Hepimizin hayal kurma sorumluluğu var. Bizim hayalini kurduğumuz çok güçlü bir Türkiye var. Biz artık kutuplaşmak-ayrışmak değil, birlik beraberlik içinde yaşamak istiyoruz. Yenilenerek, güçlenerek, rekabet gücümüzü artırarak büyümek istiyoruz. Küresel dönüşüme ayak uyduracak, yaratıcı, yeniliklere açık, özgür, girişimci nesiller istiyoruz. Bunu ister kişi, ister kurum, ister ülke olarak ele alın ama unutmayın, günün sonunda hepimiz hayalimiz kadarız!
Sevgili Dostlarım, Değerli Lenovo İş Ortakları
“İş ortakları” ifadesi şüphesiz çok değerli, ancak bizim aramızdaki kuvvetli bağı tanımlamaya bence yetmiyor. Biz sizinle ortak işin ötesinde; ortak hayallere, ortak geleceğe inanıyoruz. Geçmişi ortak olanların geleceği de ortak olur. Birlikte daha nice güzel günlere!
Geleceğe iz bırakacağınız günlerin çoğalacağı bir Türkiye ve Dünya umuduyla hepinizi bir kez daha sevgiyle selamlıyorum.