Sayın Bakanım, Değerli Üyeler, Değerli Konuklar,
Sizleri şahsım ve TÜSİAD Yönetim Kurulu adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Sayın Bakanım,
Yoğun gündeminize rağmen toplantımıza katılımınız bizleri çok memnun etti. Size TÜSİAD adına tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.
Değerli Konuklar,
Bildiğiniz üzere, uzun zamandır Türkiye’nin rekabet gücünü artırması ve küresel ekonomide hak ettiği yeri alabilmesi için acil olarak ele alınması gereken ciddi reform ihtiyaçları konusunda çağrılar yapıyoruz.
Son açıklanan büyüme rakamları ülke olarak hepimizi memnun etti. İş dünyasının beklentisi, bu büyümenin her dönem istikrarlı ve daha kaliteli olmasıdır. Zira, kalkınmanın sağlam temeller üzerinde inşa edilmesinde yüksek, istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme çok değerlidir.
Uzun vadeli öngörülebilirlik, gerek operasyonel kararlar gerekse yatırım kararları için çok önemli. Büyümenin alt kırılımlarına baktığımızda, yatırımlardaki artışın gayrimenkul kaynaklı olduğunu, makine teçhizat yatırımlarının ise son 4 çeyrektir azaldığını görüyoruz. Üretim kapasitesini ve verimliliği artıracak yatırımlara eğilim düşük görünüyor. Bu analizlerin işaret ettiği gerçek şu ki; yatırım ortamımızı yerli ve yabancı yatırımcı için cazip kılmamız kritik önem taşıyor.
Değerli Misafirler,
Demografik değişimler, dijitalleşme ve küresel ekonomik düzenin yeniden yapılanması neticesinde dünya hızla değişiyor. Reformlara, bu süratli değişime uyum sağlamak için de ihtiyacımız var. Ekonominin yeni yol haritasında en belirgin pozitif etkiyi demokrasi, hukuk sistemi, temel hak ve özgürlük alanlarında kaydedilecek gelişmeler yaratacaktır.
Bu doğrultuda, yatırımcılara özellikle normalleşme sinyallerinin verilmesinin ne kadar önemli olduğunu ısrarla vurguluyoruz. OHAL sürecinin sona ermesi ve beraberinde normalleşme ısrarımızın, ekonomiyle ilgili bir çok gerekçesi var. En başta, Türkiye markamızın ve imajımızın yurtdışında negatif algılanmasından, yabancı yatırımcı ve iş ortaklarımızın karar alma mekanizmalarındaki etkilerine kadar, pek çok madde sıralayabiliriz. Güvenlik ile özgürlüklerin aslında birbirini tamamlayan öncelikler olduğunu da bir kez daha ifade etmek isterim.
Malumunuz Türkiye ile Almanya arasında son bir yıldır tırmanan gerginlik hem bu ülke hem de AB ile ilişkilerimizi arzu etmediğimiz bir noktaya getirdi. Almanya’da seçim süreci tamamlanmış olsa da ikili ilişkilerin normale dönmesi yönünde bir iradenin kısa dönemde oluşması maalesef pek mümkün görünmüyor.
Bununla birlikte, AB-Türkiye ilişkilerinin üyelik perspektifi korunarak sürdürülmesini önemli görüyoruz. Türkiye’nin AB’nin bir parçası olması yönünde ele alınması gereken Gümrük Birliği’nin tarım, hizmetler ve kamu alımlarına genişlemesi, kuşkusuz Türkiye ekonomisinde etraflı bir değişim yaratacak ve pek çok alanda reform dinamizmini tetikleyecektir.
Olumlu bir bilgiyi sizlerle paylaşmak isterim: TÜSİAD’ın da üyesi olduğu Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope, Gümrük Birliği’nin güncellenmesine desteğini açıkça ifade etti. Türkiye’nin AB sürecinin koşulluluk ilkesi korunarak, tarafların Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecine odaklanması gerektiği kaydedildi.
Herhangi bir teknik engel taşımayan müzakere başlıklarını açarak, AB katılım müzakerelerini yeniden canlandırmak içinbir girişim başlatabiliriz. Bu bağlamda “sosyal politika ve istihdam” başta olmak üzere, başlıkları açma iradesini gösterebileceğimize inanıyoruz (ki diğerleri de kamu alımları ve rekabet politikası başlıklarıdır).
Sayın Bakanım, Değerli Misafirler,
İşgücü; sermaye birikimi ve teknolojik dönüşümün yanında ekonomik büyümenin en temel unsurlarından birisidir. Sürdürülebilir yüksek büyüme hedefimize ulaşmak için Ar-Ge, inovasyon ve teknolojik dönüşümden sıklıkla bahsediyoruz. Aynı zamanda sağlıklı büyüme için verimli alanlarda yatırımları artırmamız gerektiğinin de farkındayız. Büyümeyi artırmayı hedeflerken işgücü piyasamıza özellikle eğilmek gerekir.
Bazı uluslararası verilere baktığımızda hem olumlu hem de geliştirilmeye açık yönleri barındıran bir tabloyla karşılaşıyoruz:.
- İşgücü piyasası verimliliğimiz Dünya Ekonomi Forumu’nun 2017 Rekabet Endeksine göre 138 ülke arasında 126.sırada,
- OECD’nin son İstihdam Piyasası Görünümü Raporu’na göre ise, son 10 yılda ülkemizde 15-74 yaş aralığındaki çalışabilir nüfus oranının %40’tan, %48’e yükseldiğini memnuniyetle izliyoruz. (Ancak halen %61 olan OECD ortalamasının altındayız).
- İşsizlik oranımız 2012'de %8.4'e kadar düşmüştü, ancak 2016’da yıllık oran yine %10.9’a çıktı. Bu veri, bir anlamda , son yıllarda reformlarda kaybettiğimiz zamanın insani boyuttaki maliyetini de yansıtıyor.
- Genç işsizliği ile mücadele ve kadın istihdamının artırılması ihtiyacı da önemli gündem maddelerimiz olmayı sürdürüyor.
Esasen, işgücü piyasamız Türkiye’nin potansiyel büyümesinin yukarı çekilebilmesi için çok önemli fırsatlar barındırıyor. Şöyle ki;
- Nispeten düşük istihdam oranımızın artırılması potansiyel büyümeyi de önemli ölçüde artıracaktır.
- İşgücü verimliliği işgücünün eğitim ve tecrübesiyle yakından ilişkili. İşgücümüzün nispeten düşük olan eğitim seviyesini artırmak büyümeye olağanüstü katkı sağlayacaktır.
- İşgücü piyasasındaki katılıkları hafifleterek, uzun vadeli ortalama işsizlik oranımızı düşürebilir, büyümeye ciddi bir katkı da buradan sağlayabiliriz.
Büyüme perspektifinden bakıldığında, işgücü piyasamızı daha verimli işler hale getirmenin, kullandığımız sermayenin de verimliliğini artıracağı iktisadi bir gerçek. Finansal kaynaklarımızın sınırlı olduğu ve dış finansmana gereksinim duyduğumuz hepimizin malumu. Yüksek enflasyon dolarizasyon ve kur riski yaratıyor. Böyle bir ortamda yeterince verimli çalışmayan bir işgücü piyasasının büyüme üzerinde yarattığı baskı tahmin edilenden daha da maliyetli olacaktır.
Büyüme dinamiğimizin sürdürülebilir ve rekabet gücümüzü artırıcı nitelikte olabilmesi için işgücü piyasası reformları önem taşıyor. İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Başkanı Değerli Özgür Bey birazdan bu hususta detaylı bir sunum yapacak. Ben kısaca konunun ana hatlarına değinmek isterim.
İstihdam teşviklerinde son yıllarda önemli yol alındı. Bunun için bakanlığınıza teşekkürlerimizi sunuyorum.
Yapısal iyileştirme önerileri olarak;
- İşgücü piyasasında vasıf uyumu sağlanması,
- Ve kadın istihdamının artırılmasına yönelik politikaların etkili şekilde hayata geçirilmesini gündemimizde tutuyoruz.
Gerekli adımları hızla atmazsak, düşük beceri düzeyine sahip ve “ne eğitimde ne de çalışma hayatında” olan genç nüfusumuz, özellikle genç kadın nüfusumuz, bizi bekleyen en büyük tehdit olacaktır..
Bunlarla birlikte gündemimizde yer alan öncelikli hususlar:
- Özellikle kayıtlı kesimdeki katılıkların hafifletilmesi,
- Güvenceli esnek çalışma biçimlerinin geliştirilmesi,
- Ve ücret dışı işgücü maliyetlerinin hafifletilmesinin sürdürülmesidir.
Esasen bu çok önemli konular Ulusal İstihdam Stratejisi’nde isabetli bir yaklaşımla kapsama alınmıştır. Etkili uygulandığı takdirde tüm bunların ana amacını “istihdam kapasitesini artırmak, rekabet gücümüzü yükseltmek ve nihayetinde toplumsal refaha katkı sağlamak” olarak görüyoruz. Bu konulara YOİKK bünyesinde de aktif olarak görüşlerimizle katkı sağlıyoruz.
Sayın Bakanım, Değerli Misafirler,
Orta gelir tuzağından kurtulabilen ülkelere baktığımızda, ekonomik başarılarını yüksek yatırımlı ve yüksek teknolojili sanayi sektörüne borçlu olduklarını görüyoruz. Dünya ekonomisi muazzam bir hızla, yeni bir sanayi devrimini ve dijital dönüşümü yaşıyor.
TÜSİAD olarak, 4.Sanayi Devrimi’ni salt ekonomik veya teknolojik boyutlarıyla değil, sosyal unsurları da merkezi konumda olan bir dönüşüm olarak okuyoruz. İnsanı merkeze alarak, dünyanın gittiği yönü doğru okuyup eğitim ve hayat boyu öğrenme politikalarımızı buna göre güncellemek zorundayız.
Bilim ve teknolojide öne geçen ülkelerin diğerleri ile arayı açtığı bir çağda, müfredatımızın bilimsel temellere dayanması hayati öneme sahip. Mevcut işgücünün yetkinliklerinin geliştirilmesi için uzun vadeli stratejik istihdam politikası da önemli bir gündem maddemiz olmalı. Özel sektörün de mevcut insan kaynağına yatırımı artırması gerektiğinin bilincindeyiz.Ülkemizin dinamik nüfusunun en önemli potansiyelimiz olduğuna ve halen açık olan demografik fırsat penceremizi avantaja dönüştürebileceğimize yürekten inanıyorum.
Değerli Konuklar,
Şimdi İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Başkanımızın, işgücü piyasamız ile ilgili görüşlerimizi bu stratejik perspektifle ele alan bir sunumu olacak. Hemen ardından, Sayın Bakanımızın çok değerli görüşlerini dinlemekten onur duyacağız.
Sayın Bakanım,
İlgi, destek ve değerli işbirliğiniz ile bizi onurlandırdınız. İlerleyen günlerde de Bakanlığımızın, TÜSİAD üyeleri ve çalışma grupları ile yakın istişarede bulunmaya devam etmeleri temennisiyle sizlere bir kez daha teşekkür ediyor ve hepinizi saygıyla selamlıyorum