Erol Bilecik


İşlem Durum Simge - Process Status Icon
Popup Close
Erol Bilecik
Erol Bilecik Biyografi

AKLIMDAKİLER

Kısa Yazılar


Umudu Yeşertmek





Bugünlerde ülkece yaşadığımız onca zorluğun tam ortasında, hepimize umut veren bir şey oldu: Minik Elif ve Ayda’nın günler sonra enkaz altından hayata yeniden “merhaba” demeleri. Onların o masum yüzlerindeki yaşama sevincini gören her birimiz, bir mucizeye tanık olmanın tarifsiz mutluluğunu yaşadık. Bu mucizenin etrafında 81 milyon yürek, hep birlikte kenetlendik. Ve gözlerimiz dolu dolu, ortak bir acının altından, ancak birbirimize sarılarak, birbirimizden kuvvet alarak kalkabileceğimizi bir kez daha hatırladık.

İtiraf edelim; 2020 gerek dünya, gerek ülkemiz için hiç kolay bir yıl olmuyor. Çoğu sabah; güne bizi üzen, zorlayan ve umudumuzu korumamızı güçleştiren haberlerle uyanıyoruz. Sosyal medya ve gazeteler, felaket senaryolarında adeta birbirleriyle yarışıyorlar. Eş dost sohbetlerinde karamsar olmanın gerçekçi olmakla eş sayıldığı, iyimser ve umutlu olmanın ise çok da prim yapmadığı günlerden geçiyoruz. Oysa, yaşadığımız her türlü zorluğun ve sıkıntının üstesinden gelmenin ilk şartı, olmazsa olmazı; umudu yeşertmektir. İşte sevgili evlatlarımız, canlarımız Elif ve Ayda da bize bu gerçeği bir kez daha, hem de yüreklerimizin tam ortasına dokunarak göstermediler mi? Dün Elif, bugün Ayda bütün Türkiye’ye umut olmadılar mı?

Bugün sağlık ve ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda zorluklarla dolu bir sürecin içindeyiz. Ülkece yaşadığımız bu zor günleri ancak geleceğe dair umutlarımızı daima yeşerterek, hep birlikte ortak hedeflerin etrafında birleşerek ve toplumsal birlik beraberliğimizi onararak geride bırakabiliriz.

Son yıllarda gittikçe artan bir hızla bakış açılarımızın farklılıkları bizi bölüyor, ayrıştırıyor, uzaklaştırıyor birbirimizden. Birbirimizi ötekileştirme hastalığına tutulmuş gibiyiz. Oysa olması gereken, farklılıklarımızla var olabilmek, farklılıklarımıza anlayış gösterebilmek, aramızda hoşgörü ve uzlaşmayı yüceltmektir. Acıda ve sevinçte birbirimizi daha fazla ötekileştirmeden yan yana durabilir, yaralarımızı hep birlikte sarabilir, iyileşebilir ve yolumuza çok daha sağlam adımlarla devam edebiliriz. Bunun için bir an evvel yeniden “bir”leşmeliyiz; yeniden “biz”leşmeliyiz. Eskiden olduğu gibi yeniden acıda, tasada, sevinçte ve neşede yan yana durabilmeliyiz. Bunu başardığımız gün, emin olun her türlü zorluğun üstesinden rahatlıkla geliriz.

Bugün bize umut veren Elif ve Ayda’ya ve tüm evlatlarımıza, aydınlık bir gelecek borcumuz var. Yarına umutla tutunmayı, hayata sarılmayı ve en zor şartta bile yaşama sevincini korumayı, Elif ve Ayda gibi güzel çocuklardan öğreneceğiz. En zor şartlar altında dahi minik kalplerine kocaman umutlar sığdıran bu canlara, bu güzel ülkenin güzel evlatlarına aydınlık bir gelecek borcumuz var. Sözümüz söz!

Yüz metre koşusu değil; bir maratondur hayat. Güzel günler için hayaliniz, hayaliniz kadar güçlü umudunuz olsun! Ve unutmayın “Yaşamın olduğu yerde umut da vardır.

Görsel Kaynak: İstanbul İtfaiyesi






Longplay Dijital Ajans Hizmetleri