TÜSİAD tarafından düzenlenen “Küresel Ticaret” temalı konferansta, küresel ticarette yeni eğilimler analiz edilirken, Türkiye’nin ticaret politikalarındaki belirleyici etkenler de ele alındı.
TÜSİAD bünyesinde Küresel İlişkiler ve AB Yuvarlak Masası’na bağlı olarak faaliyet gösteren Dış Ticaret Çalışma Grubu bugün “Küresel Ticaret: Politikadan Eyleme” başlıklı bir konferans düzenledi.
Konferansın açılış konuşmaları T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik tarafından yapıldı.
Konferansta Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), OECD, Avrupa Komisyonu, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, BusinessEurope gibi uluslararası kuruluşlardan konuşmacılar yer aldı. Eczacıbaşı Holding, Kibar Holding ve Organik Holding’in ana sponsorluğunda Euler Hermes Türkiye, EY Türkiye, Odak Grup ve Sun Tekstil’in katkılarıyla düzenlenen konferansta şu sorulara yanıt arandı:
- Dünyada değişmekte olan ekonomik ve siyasi konjonktür küresel ticareti ne şekilde etkileyecek?
- Yeni küresel ticaret sisteminde ne gibi zorluk ve fırsatlar bizi bekliyor?
- Dünyada hızla değişen ekonomik ortam ve dijital ekonomiye geçiş döneminde Türkiye’nin ticaret politikalarında belirleyici etkenler neler olacak?
Konferansın açılışında konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik Gümrük Birliğinin Türkiye için önemine değinirken şu ifadeleri kullandı:
“Gümrük Birliği bizim için gümrük tarifelerinin indirilmesinin çok daha ötesinde anlam taşıyor. Yürürlüğe girdikten sonraki 20 yılı aşkın sürede Gümrük Birliği, birçok sektörde önemli dönüşümler yaşanmasını sağladı. Türkiye ekonomisinin dışa açılma süreci ve küresel ekonomiye entegrasyonu hızlandı, Avrupa Birliği’ne üyelik yolunda büyük bir adım atıldı. Bugün geldiğimiz noktada, en büyük ticari ortağımız olan Avrupa ile sadece malların değil, hizmetlerin ve tarım ürünlerinin de dahil olduğu daha kapsamlı ve daha modern bir anlaşma için müzakerelerimiz devam ediyor. Üyesi olduğumuz Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope da Gümrük Birliği’nin güncellenmesine desteğini geçtiğimiz Mayıs ayında katıldığımız Malta’da yapılan Başkanlar Konseyi toplantısında açıkça ifade etti.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi müzakerelerinin başarıya ulaşması halinde, Türkiye ekonomisi ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik süreci üzerinde 20 yıl öncesine benzer bir olumlu etki yaratacaktır. Bunun yanısıra ülkemizin dijitalleşme ile tetiklenen yeni ekonomik düzeni ve Dördüncü Sanayi Devrimini yakalamasına; Türkiye ekonomisinin 21. yüzyıl uluslararası ticaret sistemine ve küresel değer zincirlerine entegrasyonuna bir kaldıraç görevi görecektir. “
Türkiye’nin ön plana çıkabilmesi için ciddi ve kapsamlı bir dış ticaret politikası oluşturulmasının gerekli olduğunu ifade eden Bilecik, şu şekilde konuştu:
“Önümüzdeki dönemde teknolojik gelişmelerin üretimi ve ekonomiyi nasıl dönüştüreceğini dikkate alarak, kamunun diğer eylem ve kalkınma planlarıyla uyumlu, makro düzeyde vizyonumuzu ortaya koyan bir politikanın hazırlanması halihazırda dış ticareti arttırma ve daha dengeli hale getirmek için yapılan çalışmaların verimini artıracaktır. Hem değişen dünya düzeni hem de başta en büyük ticaret ve yatırım ortağımız AB olmak üzere diğer ülke ve bölgelerin ticaret politikalarını dikkate alan bu politikanın başta iş dünyası olmak üzere tüm paydaşların katkı sağlayabileceği ve şeffaf bir şekilde hazırlanması, etkinliğine ivme kazandıracaktır.”
Konferans kapsamında düzenlenen panellerde Yeni küresel ticaret sisteminin önündeki zorluklar ve fırsat ile AB ve Türkiye’nin bu konuda ki tutumları ele alındı.