Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci 20 Temmuz Perşembe günü TÜSİAD’ı ziyaret ederek, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik başkanlığındaki; TÜSİAD Yönetim Kurulu, Yatırım Ortamı Yuvarlak Masası, Ekonomi Politikaları Yuvarlak Masası, Küresel İlişkiler ve AB Yuvarlak Masası ile Dijital Ekonomi Yuvarlak Masası’ndan oluşan heyet ile biraraya geldi.
TÜSİAD Genel Merkezi’nde basına kapalı olarak gerçekleşen ziyaret kapsamında yatırım ortamı, finansal kaynaklara erişim ve AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konuları ele alındı. Ziyaretin ardından bir açıklama yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik şu ifadeleri kullandı:
“Ekonomi Bakanı Sayın Nihat Zeybekci’ye yoğun gündemine rağmen toplantımıza teşrif buyurması nedeniyle teşekkür ediyoruz. Yoğun bir katılımla gerçekleşen toplantımız kapsamında Sayın Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’ye şu görüşlerimizi iletme fırsatı bulduk:
- Türkiye’de son yıllarda yaşadığımız olağanüstü olaylar, hain darbe girişimi ve terör olayları ülkemizde güvenlik kaygılarını maalesef arttırdı. Bugün tam bir yılı geride bırakan Olağanüstü Hal Uygulaması, bir dönem daha uzatılarak devam ediyor. Bu noktada, kazandıklarımızla kaybettiklerimizin analizini iyi yapmamız gerektiğine inanıyoruz.
- Önümüzdeki dönemde dış ilişkilerimizde iyileşme, Türkiye’nin AB üyeliği perspektifinde kararlılıkla yol alması ve Gümrük Birliği revizyonu sürecinin bir an önce başlatılmasının yurt dışında Türkiye’ye karşı oluşan olumsuz algının tekrar olumluya döndürmekte önemli etkisi olacağına inanıyoruz.
- Diğer yandan, ilk çeyrekte %5 büyüme elde ederek, ekonominin canlandığını görüyoruz. Bu büyümenin yarıya yakın kısmının ihracattaki artıştan geliyor olması oldukça sevindirici. Ayrıca ikinci çeyrekte sanayi üretiminin güçlü kaldığını, ihracatta ve perakende satışlarında artışın devam ettiğini ve birinci çeyrekteki güçlü büyümeyle birlikte tarım dışı istihdamdaki olumlu gelişmeleri de gözlemliyoruz. Kamu harcamalarının ve vergi indirimlerinin de büyümeye önemli bir katkı sağladığını görüyoruz. Bu uygulamaların etkileri kısa vadede olumlu olsa da makro istikrar açısından bütçe ve mali disiplini korumamız gerekiyor... Dolayısıyla bu uygulamaların kısa vadede sorun olan alanlara odaklı, uzun vadede ise stratejik hedeflere yönelik uygulanması gerektiğine inanıyoruz. Büyümenin yarattığı ılımlı tablo ile birlikte yatırımlarda da istenilen canlanmanın görülmesini arzu ediyoruz.
- Finansal risklerimiz ise artmaya devam ediyor. Bahar aylarında KGF nedeniyle kredi artış oranları yükseldi. Reel sektörün borç riski, yurt dışı finansmana bağımlılık ve kur riski de geçerliliğini koruyor. Bankacılık sistemi üzerindeki baskılar, hatta rekabeti engelleme yönünde verilen sinyaller bu kırılgan finansal ortamda piyasa güvenini sarsarak zarar verici boyutlara ulaşabiliyor. Yurt dışı gelişmelere baktığımızda borçlanma maliyetlerinin giderek arttığını ve daha da artacağını görüyoruz. Bu ortamda piyasanın ve yatırımcıların doğru yönlendirmelere ve güvene ihtiyacı var.
- Mevcut ekonomik durumda birinci önceliğimizin yatırımları canlandırmak ve verimlilikte artış sağlamak olduğuna inanıyoruz. Yatırımlarla ilgili pek çok teşvik paketi mevcut ancak bu teşviklerin ne ölçüde etkili olduğunu analiz etmek gerekiyor. Çoğu teşvik maalesef sadece kağıt üzerinde kalabiliyor. Uygulamada yaşanan sorunlar teşviklerden faydalanma alanını sınırlıyor. Yatırımcı aslında yatırım döneminde teşvike ihtiyaç duyuyor. Uzun süren yatırım dönemleri mevcut teşviklerden fayda sağlanamamasına neden oluyor.
- Türkiye-AB ilişkileri tarihsel derinlik, güncel ortaklık ve geleceğe yönelik kazanımları içermektedir. AB aynı zamanda en büyük ve en önemli ihracat, yatırım, turizm ve teknoloji ortağımızdır. Avrupa Birliği’ne üyelik süreci, küresel rekabette daha güçlü bir Türkiye hedefi için belirleyici öneme sahiptir. Bu süreç, sağladığı rekabet gücü, sosyal refah, teknolojik ilerleme, finans, yatırım, ihracat, turizm ve öngörülebilir bir hukuk devleti düzeni unsurlarıyla Türkiye’nin öncelikli milli menfaatidir.
- Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin önemli bir parçası olan Gümrük Birliği yürürlüğe girdiğinde hem Türkiye - AB ilişkileri, hem de Türkiye ekonomisi açısından bir dönüm noktası olmuştu. Üyeliğe alternatif değil, Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin bir parçası olması yönünde ele alınması gereken Gümrük Birliği’nin tarım ve hizmetler alanlarına genişlemesi, kuşkusuz Türkiye ekonomisinde kapsamlı bir değişim yaratacaktır.
- Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve yeni alanları kapsayacak şekilde modernizasyonu, TÜSİAD’ın üyesi olduğu Avrupa İş Dünyası Konfederasyonu BusinessEurope tarafından da desteklenmektedir. Desteğinin devam etmesinden büyük memnuniyet duymaktayız.
Türkiye ekonomisinin gelişmesi ve güçlenmesi için özverili çalışmalarda bulunan Sayın Bakanımız Nihat Zeybekçi ve Ekonomi Bakanlığı’mızın değerli yönetici ve uzmanlarına bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.”